28 Kasım 2012 Çarşamba

Asansörde 5 Gün

Instagram'dan beni takip edenler bilirler şirketin asansörü benim vazgeçilmezim haline gelmiş durumda...Hergün ordaki aynadan kendi fotoğrafımı çekmezsem bir rahat edememe durumum var:):):) #asansor hashtaginin hakkını sonuna kadar verdiğimi düşünüyorum...Ama tabi bu arada beni sadece blogdan takip edenlerin olduğunu unuttum özür dilerim:( Blogumu ihmal ede ede bir hal olduğumdan  durumu toparlamak adına böyle Gizzy'nin asansördeki 5 farklı halini koyup ortaya karışık bir post hazırlayayım dedim...Fotoğraflara bakınca ruh halimdeki değişikliklerin kıyafetlerime nasıl yansıdığını gördüm ben de...Bu 5 günde bir kovboy kız olmuşum, sonra derilere bürünüp rockçı havalara girmişim, mini etekle hanım hanımcık olup bir bakmışım kot ve botlarla spor bir hava yaratıp ardından Ugglarımla koca ayaklı olmuşum:)

Bu arada instagramdan takip etmek isteyenler için gizzzy diye aratırsanız hemencecik ordayımmm:)








20 Kasım 2012 Salı

SoHo

Gün içinde Rockefeller Meydanı'nda vakit geçirdikten sonra 5th Avenue ve Madison Avenue'da bir aşağı bir yukarı yürüdükten sonra akşamüzeri kendimizi SoHo'ya attık...SoHo tam bir sanatçı bölgesi...Her yerde sanat galerisi, atölye, tasarım atölyelerine rastlamak mümkün...İç içe geçmiş sokaklarda birbirinden ilginç tasarım ürünleri satan butiklerde bulmak mümkün...Kafanızı kaldırıp binaların katlarına baktığınızda da çok şık stüdyo evleri görmeniz mümkün...Bu kadar sanatla iç içe geçmiş sokaklarda yürümek beni inanılmaz keyiflendirdi...








En keyifli yerlerden biri de Converse mağazasıydı:) Mağazanın girişinde converselerden kocaman bir amerikan bayrağı amblemi yapmışlardı:)

Ayrıca mağazanın içinde de bir converse dilek ağacı vardı...Oradaki converselerden birinin üzerine hemen gizzy @ soho yazmayı unutmadım tabikiii:)









Akşam olunca İtalyan mahallesine kadar yürüyüp yemeğimizi oradaki bir restorantta yedik...Bizim seçtiğimiz yerin yemekleri çok lezzetliydi ama eminim oradaki her yerde yediğiniz yemekten çok memenun kalacaksınız...Ayrıca Çin mahallesi de buraya çok yakın uğramadan geçmeyin:)





19 Kasım 2012 Pazartesi

New York sokaklarında ilk gün

İnstagramdan beni takip edenler biliyorlar iki hafta ortalardan kaybolup dünyanın diğer ucuna Amerika'ya gittim tatil için:) Bu iki haftalık tatil o kadar güzel geçti ki bazı anları fotoğraflayamadım ama onun dışında Japon turistler gibi sürekli fotoğraf çektim ve bunları bir yazı dizisi ile sizlerle paylaşacağım:)
Amerika macerama ilk gün New York ile başlıyorum...Şu dünyada en çok yaşamak istediğim şehir New York benim...Yaşama imkanım olmadı ama birçok kez giderek en azından şehri kısa zaman görüp içimdeki yaşama arzusunu bastırabildim...İşte yine bir New York aşkı depreşince kendimi orada buldum:)
İlk olarak gün doğarken otel odasından çekilmiş şahane bir fotoğraf ile başlıyorum...


Jetlag olmayan bünyem hemen kendini sokaklara attı tabi bunda inanılmaz şehrin güzelliğini kaçırmama isteği ve güneşli havanın da etkisi büyük:)






Rockefeller Center New York'da en sevdiğim yerlerden biri...Özellikle Christmas zamanı meydana konulan kocaman yılbaşı ağacı ve süslemeler ile meydanın ortasındaki buz pateni sahası ve orada buz pateni yapan insanları izlemek çok hoşuma gidiyor...





Yüksek binaların fotoğrafını çekebilmek başlı başına bir iş...Ben de güzel kareler yakalayabilmek için her daim değişik hallerdeydim:)








Binalar kocaman olunca fotoğraflarda ben küçüçük köşede kalıyorum haliyle:)


Yazı dizisinin ilk kısmını ancak yayınlayabildim umuyorum diğer yazıları daha hızlı hazırlayıp yayına koyacağım...

7 Kasım 2012 Çarşamba

Alexander McQueen Neon Pumps

Bazı parçalar vardır onları görür görmez almak isteriz bizim olsun isteriz ama nedense bir şey tutar bizi iç sesimiz der ki dur bakalım bir bekle hemen her beğendiğini almaya kalkma belki çok daha güzel şeyler bulursun daha sezon ürünleri yeni geliyor...Kendi kendimizi ikna eder bir yanımız deli gibi alışveriş canavarı olup onu almak isterken iç sesimizi dinleyip kös kös arkamıza bakmadan döneriz evimize...Aklımızdan birkaç gün çıkmaz keşke alsaydımdan iyiki almamışıma gider gider geliriz...Tam unutmuşken başka bir yerde yine karşımıza çıkar yine aynı döngü ve yine kendimizi tutarız...Bu böyle devam eder durur bazen de devam etmez alırız onu asıl o zaman rahatlarız...İşte bu ayakkabılarımla benim hikayemde aynen böyle oldu...İlk annemin karşısına çıktı bana resmini çekip yolladı dur anne alma dedim tuttum kendimi sonra ben rastladım canlı canlı gördüm içim gitti yine almadım başka bir yerde yine rastladım yine almadım bu böyle gitti gitti en sonunda sadece benim numaramın kaldığı tek çift ile karşılaşınca bu bir işaret olmalı diyip aldım onları:) siz de yaşıyor musunuz böyle gel gitler yoksa bir ben miyim bu derece iflah olmaz bir alışveriş canavarı olan:)))









Bluz: Zara
Tayt: Bejeweled (www.mosmoda.com adresinden ulaşabilirsiniz)
Ayakkabı: Alexander McQueen

5 Kasım 2012 Pazartesi

Givenchy Boots


Bu kışa damgasını vuracak olan ürünlerden bir ilk 10 yaparsak Givenchy çizmelerin kesinlikle bu listede
yerinin sağlam olacağına inanıyorum...

Gördüğüm andan itibaren benim için bir arzu nesnesi haline gelen bu botlar çokça karşıma çıkacak ben
hazırım ya siz?

Diz altına kadar uzanan ve bol kesim bir modeli olan bu çizmelerin farklı renkleri de mevcut ama en
çok rağbet gören renk siyah gibi...Kışın favori çizmesi Givenchy’den geldi diyorum başka da bir şey demiyorum...