16 Eylül 2010 Perşembe

Beyrut'tan Kareler-Baalbek

Nihayet bilgisayarım bana izin verdi de Beyrut yazılarıma başlıyorummm..Çarşamba geceyarısı vardık Beyruta zaten denize paralel uçak pisti ile bi heyecanla karşılıo sizi şehir sonra uçaktan inip de kafanızı kaldırdığınızda bi bakıosunuz bi tarafınız deniz diğer tarafınız dağlar ve dağlar üstüne kurulmuş ışıl ışıl bi şehir...Beyrut hakkındaki ilk izlenimim bu sanırım 'Bu şehir dağların üstüne kurulmuşşş!!!':)
Neyse sonrasında havalanından çıkma otobüse atlayıp otele gitme giderken çocuk gibi bi sağa bi sola bakarak etrafı inceleme yolda gördüğüm dükkanları gözüme kestirme ve yorgun argın yatıp uyuma olarak gelişti olaylar...



Ertesi sabah erkenden uyandık rotamız belli Baalbek'e gidices:) Grup kalabalık 20 kişi kadarız bindik otobüsümüze sohbet muhabbet gidiyoruz...En çok dikkatimi çeken şeyler yollardaki elleri silahlı askerler (baya dehşet veriolar insana), kuralsız trafik (aynı biz:)), savaşın izlerini taşıyan bombalanmış binalar, upuzun çam ağaçlarıydı...Baalbek'e giderken Bekaa vadisinden de geçilio oradan geçerken bir tedirgin olmadım değil ama neyseki sağsalim Baalbek'e ulaştık...



Şimdi size Baalbek hakkında bilgiler veriyim...


Buraya tam olarak şehir demek de mümkün değil. İsmini pek çoğunuz İsrail saldırıları sırasında duymuş olabilirsiniz. Her yıl dünyanın dört bir yanından tarih meraklılarını ağırlayan Baalbek, Beyrut’tan 180 kilometre uzaklıkta, Humus - Şam yolu üzerinde. Dünya üzerindeki en geniş akropole sahip antik şehir. Aynı zamanda Ortadoğu’daki en önemli Roma kalıntısı. Baal tanrısına tapanların da merkezi.


Roma egemenliği altındayken, güneş tanrısı Jüpiter için inşa edilen mabet dolayısıyla, “Heliopolis” (Güneş Şehir) ismini alan Baalbek şehrinin kurucusu Fenikeliler. Geçmişi MÖ 1100’e kadar uzanıyor. Tarih boyunca çeşitli uygarlıkların istilasına uğramış, pek çok kez el değiştirmiş. Romalıların, özellikle de Antonius’un zamanında çok gelişmiş. Ardından savaşlar yıkımlarla dolu asırlar geçirmiş. Şehirdeki en büyük yıkımı yapan Haçlılar. 14. yüzyılda Haçlılarca kaleye dönüştürülmüş. Ardından Ortadoğu seferine çıkan Timur’un gazabına uğramış. Sonra Osmanlı gelmiş. Zamanla yarısı toprağa gömülmüş. Osmanlılar, 1899’da ilk kez Almanlara kazı yapma izni vermiş. Birinci Dünya Savaşı’ndan sonra Lübnan, Fransızların eline geçmiş ve sonraki kazıları onlar sürdürmüş. Antik şehrin kalıntıları ise Lübnanlılar tarafından ortaya çıkarılmış. 




Günümüzde Baalbek’te harabe halinde üç adet tapınak yer alıyor: Jüpiter, Bacchus ve Venüs tapınakları. En büyüğü olan Jüpiter Tapınağı, MS 3. yüzyılda yapılan büyük bir giriş kapısına sahip. Kapıdan geçince önce ön avluya, sonra da büyük avluya ulaşılıyor. Büyük avlunun eni 104,5 metre, genişliği ise 117 metre. Avludan sonra geniş bir kapıdan girilen tapınağın 84 granit sütunu var. Bugün bunlardan sadece altısı ayakta. Diğerlerinin bir kısmı kırılmış, bir kısmı da başka yerlere götürülmüş. Bu sütunlardan biriyse Süleymaniye Camii’nde bulunuyor. Bacchus Tapınağı Jüpiter’e göre daha iyi durumda. Tapınağın, her biri 18 metre yükseklikte olan 46 sütunu hâlâ ayakta bulunuyor. Venüs Tapınağı da son onarımlarla oldukça iyi durumda. Mabedin yapımında kullanılan ve modern teknolojiyle bile hareket ettirilmesi çok zor olan birkaç bloğun, oraya nasıl taşındığı ise hâlâ muamma.



Bu da aile pozu:) Anneme bakar mısınız hemen Arap kültürüne adapte olduu:) Hava o kadar sıcaktı ki kadıncağız çareyi kafasına poşu bağlamakta buldu:)


Baalbek’in girişine inşa edilen müzeyi de mutlaka gezmenizi tavsiye ederim... Bir de sakın yaz sıcağında gitmeyin biz yaptık bi hata perişan olduk:) Ben de buldum klimalı serin müzeyi hemen tarihi heykellerle muzurluk yaptım:)




 

12 yorum:

lifegoeson dedi ki...

İklimi sıcak memleketler daha hoş oluyor;süpermis gerçekten benimde gidilmesi gereken yerler listemde.

tgc dedi ki...

süper anlatmışşın hayatım gitmiş kadar oluo ınsan gerçekten çok çok öptum senı muck

fashion house by zeto dedi ki...

Canım ne güzel gezmişsiniz gitmiş kadar oldum diğer yerleride bekliyorum ben merakla:) Çok öpüyorumm hayatımmmmmmmmmm:)

Adsız dedi ki...

Çok tatlı pozlar vermişsin :) Özellikle kafa dublörlüğüne bayıldım :D

Tuvalet Kağıdı dedi ki...

Çok tatlısın yine :D

Dışavurum dedi ki...

Yazı dizisinin devamını merakla bekliyorum Gizem .

Deli Aşına Kendi Gönenirmiş dedi ki...

ben de istiyoruummm!
çok sevimlisiniz ailecek, maşallah:)

SvGLove dedi ki...

Ooh sen gezdin,biz de öğrenmiş olduk,gezmiş kadar olduk canım:)
Muzursun hakkaten!Bayıldım heykel kafası oluşuna:)

Muratonovic dedi ki...

Roma'nin neden bu kadar buyuk bir medeniyet oldugu oldugunu burdan da anlayabiliriz.. Adamlar her gittikleri yere medeniyet goturmusler.. Yunanistan ve Turkiye'dekileri zaten biliyoruz, bir de taa buralar var.. Roma neresi, Ortadogu, afrika neresi ???

Ilginizi cekerse bakin burda da Libya'daki antik Roma sehri Leptis Magna ;

http://bohemdunyam.blogspot.com/2010/05/leptis-magna.html

Gizzy dedi ki...

lifegoeson kesinlikle gidilmesi görülmesi gereken bir yer:) listede ilk sıralarda olsun hem yakın da bize:)

tgccimm saol tatlımmm hem kendim hem sizin için gezdim tatlım dönünce blogumda anlatırım uzun uzun die:)

Hayatımmm dün çok anlatamadım ama salı günü görüşürsek bol bol anlatırım ben sana Beyrutu:)

Yağmurcumm cnm benim teşekkürler...İşte bööle şeyler görünce içimdeki çocuğa engel olamıyorum asırlık heykellere neler yaptım görüosun işte:):):)

Bambicimm o senin tatlılığın!teşekkür ederim:)

Dışavurum tek tek yazıcam nerelere gittiysem çok teşekkürler takip ettiğin için:)

Sedacımm inşallah en kısa zamanda gidersin cnm:)aile adına ben sana çok teşekkür edip öpüyorum kocaman:)

Sevgicimmm ben gezdim geldim soora size anlattım:)cnm baktım kafası kopmuş heykelciğin ben senin kafan olurum dedim geçtim arkasına:)

Zlatan Muratanovic doğru söze ne denir...kaç senelik yapılar hala ayakta duruyor insan gözlerine inanamıyor bazen...paylaşım için teşekkürler şimdi verdiğin linke bakıyorum:)

pelininstyle dedi ki...

Gitmis kadar oldum. Ne kadar guzel seyler var. Cok merak ettim.

Unknown dedi ki...

yanlış anlamayında keşke o muhteşem tarih karelerinin içine kendinizi sokmasaydınız yada sizin içinde bulunduğunuz fotoğraflar yerine tarihi yalın haliyle yayınlasaydınız