Ve nihayet Londra yazı dizisine başlıyorummm...Cuma akşamı geç saatlerde otelimize vardık...En son heralde bir 10 sene önce gittiğim Londra'ya ayak basar basmaz burayı ne kadar özlediğimi farkettim zaten taksiyle otele gelene kadar da gözler kocaman açılmış bir şekilde şehirdeki değişiklikleri bulmaya çalıştım...Havası kötü derler, sürekli yağmur çamur derler ama ben kaç kere gittim bir kere yağmurunu görmedim o yüzden Londra bence yaşanılası olmadı gidilip görülesi yerlerin başındadır...Otel olarak Knightsbridge semtindeki Millenium Oteli seçtik ve kesinlikle çook doğru bir seçim yaptığımızı düşünüyorum çünkü otelimiz her yere yürüme mesafesindeydi üstelik metro durağına da çok yakındı ve otelden çıktıktan sonra 5 dakikada kendimizi Hyde Park'ın o yemyeşil ve huzur dolu ortamında bulabiliyorduk...
Cumartesi sabah erkenden uyanıp bir güzel kahvaltımızı yapıp çıktık sokağa...Rotamız belli cumartesi olduğu için direk Portobello'ya gideceğimizi çok önceden karar vermiştik zaten...Burada haftasonları pazar kuruluyor ve meyve sebze dışında çok güzel yemekler bulabileceğiniz standlar açılıyor...Yemek dışında türlü türlü vintage ve antika eşyalarda bulabilirsiniz...Benim çok aram yoktur bu tarz şeylerle ama ben bile hayran hayran baktıysam vintage hayranları için bulunmaz bir cennet Portobello...Pazar standları dışında sürekli açık olan dükkanlarda var tabiki ama benim tavsiyem gidecek olanlar cumartesi gitsinler çünkü pazar kurulunca buranın havası da bir başka oluyor...
Ayrıca siz de benim gibi bir Nothing Hill filmi hastası iseniz burada bol bol Hugh Grant ve Julia Roberts resimleri, aksesuarları görebilir ve mutlu olabilirsiniz:)
Benim burası ile ilgili en sevdiğim ayrıntılardan biri de rengarenk olması...Etrafınıza bakıyorsunuz evler mavi, yeşil, sarı badanalı ya da evlerin kapıları pembiş pembiş ya da kıpkırmızı masmavi, sonra her yerden renkli renkli çiçekler fışkırıyor insan sokaklarda yürüdükçe bir mutlu oluyor bir huzur doluyor...
Bu renkli sokakta benim favorim ise pembe kapılı bu 24 numaralı ev!!! Benim evim de böyle olsun istiyorummm pembe kapısı ve önünde küçük bir bahçesi olsun böyle oturup kitabımı okurken yoldan gelen geçene bakiyim istiyorumm:)
Pembe kapılı evi arkada bırakıp artık pazar yerine doğru yol alıyoruz ve ilerledikçe kalabalık da artıyor...Hava da güzel olunca insanlar akın akın Portobelloya geliyorlardı... En sevdiğim dükkanlardan birisi burasıydı...Çeşit çeşit plaka satılan bir yer görseniz içerisi tıklım tıkış bir şeyi alıp bakmak mümkün değil...Plakalardan oluşan duvar ise çok hoşuma gitti evlerde dekorasyon amaçlı çok hoş durmaz mı sizce de???
Yürüdükçe değişik dükkanların sayısı artıyor...Antikacıları gören annem tabiki herbirine ayrı ayrı baktı ben se daha çok etrafla ilgilendim...Kalabalıktan ve ne yazıkki insanlar çok hızlı hareket ettiği için sokak fotoğrafları çekemedim ama inanın buranın sokak modası kendine has:) Londranın geri kalanı ile pek alakası yok...Etrafta daha çok sanatçı ve sanatla uğraşanlar, vintage ve antika tutkunları olduğu için giyim stilleri de bu yüzden bambaşka oluyor...
Ve bir diğer favori mağazam da burası...All Saints markasının mağazasının vitrinine bakar mısınız??? Her yerde antika dikiş makinaları!!! Üstelik sadece vitrin değil mağazanın içi de öyle...Mağazaya müşteri çekmek için süper bir fikir çünkü herkes içeriye girip fotoğraf çektirmek için sırada bekliyordu resmen e tabi içeri girmişken bir etrafa bakmadan çıkmak da olmaz:)
En sonunda bu kadar dolaşmaya karnımız acıktı ve işin en zor kısmına geldik...O kadar lezzetli yemek arasından ne yiyeceğimize karar vermek:) Babam bir tane burgerci keşfetti baktık herkes iştahla yiyor hotdogları hadi bir deneyelim dedik ve iyiki denemişiz cidden son zamanlarda yediğim en lezzetli hotdogdu:) Eğer giderseniz kesin Banger Brosa uğrayıp bir hot dog götürün derim:)
Karnımızı doyurduktan sonra son bir kez daha etrafta dolaşıp Portobello turumuzu tamamladık...Bakalım bundan sonra Gizzy nerelere gitmişşş:)
13 yorum:
fotoğraflar çok harika olmuş gizzyciğim :) annenle babaının fotoğrafına bayıldım buaradaanne olan benzerliğin inanılmaz sanki onun minyatürü gibisin :) ellerinden öptüm seni de yanaklardan kocaman kocaman oh be gizzyy nin postları geri geldi :D
cnm bnm resimler çok hoş çok tatlısınız ailen ve sana kocaman bi masallah ama ben bu ayagındakileri sana hiç yakıştırmıyorum ya malesef... çok kaba geliyor bana lütfen yanlıs anlama zevk meselesi ama güzelliğine gölge düşürüyor bana göre (içimde tutmak istemedım) kızma sakın bana öpüyorum! ;)
gerçekten de güzel bir yazı olmuş sokaklarına bayıldım cıvıl cıvıl rengarenk iyi gezmişsin huzur depolamışsın zaten yüzüne de yansımış :))))
waaww super bir tatil olmuş :D pembe kapıya bende bayıldım canım!! bu arada yine ışıl ışılsın enerjin yüzüne yansımış muju!
Sana bayıldım ben asıl :) Rengarenksin.Birde Annen baban sen bu içlüyü seviyorum.Kendimi kocamı ve kızımı hayel ediyorum hemen :)
Canımm sımsıcak bir post olmuş devamını yaz lütfen.
Çok öptüm şeker.
aynen 24 numaralı kapıyı söküp götüresim geldi <3 <3 <3
Oooh bakmaya doyamadim fotolara!
Ama soguk muydu Londra canim?
Ben sicak saniyordum:s
Aaaa Gizemcim.. keşke gelmeden önce haber verseydin.. bi kahve molası verirdik beraber.. çok da yakın kalmışsınız bizim eve.. kaçırdım seni.. bi dahaki sefere artık :).. fotolar süper.. devam yazılarını bekliyorum.. öptüm çok..
Sedacımm cnm benim teşekkür ederimm akşam anneme söylerim çok mutlu olur:) biz de seni öptük o zaman tatlışş:)
MyPrincesscım cnm çok teşekkürler...yok tatlım neden kızayım zaten kaba saba oldukları aşikar ama çok rahatlar ve Londrada sabah 10 akşam 10 yürüdüğümüz için bunları tercih ettim yoksa bugün yine topuklularımla çıtı pıtıyım cnm:)
Çağlacım çok teşekkürler evt çok iyi geldi bana bu tatil yazılarımında devamı gelecek beni okumaya devam et cnm:)
ChunLicimmmm cnm benimmm biz peme hastası insanlar nerde pembe bi şey görsek vuruluyoruz işte:) gittim foto için insanların bahçesine girdim:)
mkblkonseptcimm cnm benimm ne güzel bir yorum yazmışsın çok mutlu oldumm çok teşekkürler:) inşallah senin ailen de bizim kadar mutlu bir aile olur:)öpüyorum seni kocaman
kırmızı tabancım bavulda yer olsa sana söker getirirdim cnm:)
Sevgicim ne soğuk ne sıcaktı ben kuzu botları rahatlıkları için tercih ettim:)
Kolyekolikcim bu yorumu okuyunca çok üzüldüm oralara kadar gelmişken seninle tanışır kahve içerdik süper olurdu:(neyse cnm artık bi dahaki sefere benden kurtulamazsın:)öpüyorum seni kocaman
sende beni izle olur mu :)))
bende daha çok yeniyim yardımlarınız gerek :))))
caglaveyasam@blogspot.com
çook tatlı çıkmışsın fotoğraflarda:)
Devamını dört gözle bekliyorum :*
fotoğraflara bakınca daha iyi anladım ki çok özlemişim Londra'yı ....
Yorum Gönder